Copyright © www.avrasyaturizm.net   her hakkı saklıdır
HAC   UMRE   KUDÜS  KÜLTÜR TURLARI
MEDİNE ZİYARET YERLERİ VE MÜBAREK MEKÂNLAR
MESCİD-İ NEBEVİ                   İslam   tarihinde   bir   dönüm   noktası   olan   Resul-i   Ekrem’in   Mekke’den   Medine’ye   hicretinden   sonra   gerçekleştirilen   ilk faaliyetlerden   biri   Mescid-i   Nebevi’nin   inşasıdır.   Bizzat   Hz.   Peygamber   tarafından   yaptırılan   iki   mescidden   biri   olan   (diğeri Kubâ),   Mescid-i   Nebevi   onun   Medine’deki   bütün   faaliyetlerinin   merkezinde   yer   almış   ve   fonksiyonları   bakımından   sonraki dönemde   kurulan   camilere   örnek   teşkil   etmiştir.   İslam   alimlerinin   çoğuna   göre   Mescid-i   Nebevi   fazilet   bakımından Mescid-i   Haram’dan   sonra   gelir.   Resul-i   Ekrem,   Sehl   ve   Süheyl   adlarında   iki   yetim   çocuğa   ait   olan   bu   arsayı   mescid yapmak   üzere   sahiplerinden   10   dinar   karşılığında   satın   aldı   ve   zemin   düzenlenmesi   yapıldıktan   sonra   yaklaşık   3   arşın derinliğindeki   temeline   ilk   taşı   Hz.   Peygamber   koydu.   Bir   yılda   tamamlanan   mescid,   taş   temel   üzerine   tek   sıra   kerpiçten, bir   adam   boyu   kadar   yükseklikteki   çevre   duvarı   ile   kuşatılarak   üstü   açık   biçimde   yapıldı.   Kıblesi   bizzat   Hz.   Peygamber tarafından   Kudüs’e   yönelik   olarak   yapılan   mescid’te   daha   sonra   kıble,   hicretten   on   altı   veya   on   yedi   ay   sonra   Kudüs’ten Mekke’deki   Kabe’ye   çevrildi.   Basit   ve   sade,   ancak   son   derece   fonksiyonel   olan   Mescid-i   Nebevi   Müslümanların   sayısının artmasıyla   ihtiyaca   cevap   veremeyince   7.   yılda   (628)   yeni   ilavelerle   genişletildi.   Başlangıçta   üstü   örtülmeyen   Mescid-i Nebevi’nin    kıble    tarafında    Hz.    Peygamber’in    namaz    kıldırdığı    yere    yağmur    ve    güneşten    korunmak    için    hurma kütüğünden   altı   direk   üzerinde   bir   sundurma   yapıldı.   Hz.Ebubekir   döneminde   herhangi   bir   değişiklik   olmayan   mescid’te, Hz.   Ömer   döneminde   çevredeki   bazı   evleri   mescide   dahil   etmek   için   istimlak   etti.   Hz.   Osman   döneminde   Mescid-i Nebevi genişletilerek yeniden inşa edildi.                Velid   b.   Abdülmelik   zamanında   mescid’in   genişletme   çalışmaları   devam   etmiş,   kesme   taş   malzeme   kullanılarak mescid   üç   taraftan   büyümüştür.   Deprem   ve   yangın   gibi   afetlerden   zarar   gören   yapı   çok   kez   onarım   geçirmiş   olup Abbasiler’den   sonra   bakım   faaliyetlerini   Memlükler   üstlenmiştir.   Ardından   Osmanlı   padişahları   buraya   ayrı   bir   önem vererek   birçok   imar   çalışmalarında   bulundular.   “Kubbetü’l-hücre”   veya   “kKubbetü’n-nur”   diye   anılan   kubbenin   yerine taştan   yeni   bir   kubbe   yapıldı,   üstü   de   kurşunla   kaplanarak   yeşile   boyandı.   Günümüze   kadar   gelen   ve   Mescid-i   Nebevi’nin simgesi    olan    bu    kubbe    renginden    dolayı    “Kubbetü’l-hadrâ”    adıyla    anılmaktadır.    Osmanlılar    döneminde    Mescid-i Nebevî’de   en   büyük   imar   faaliyeti   Sultan   Abdülmecid   zamanında   gerçekleştirildi.   Mescidin   kıble   duvarında   Osmanlı çinileri   arasında,   doğu   ve   batı   duvarlarında   uzun   celi   sülüs   yazılar   yazıldı.   Suudiler   döneminde   altı   yıl   süren   genişletme sonrasında   bazı   İslam   devlet   adamlarının   da   arasında   bulunduğu   açılış   töreni   yapıldı.   Bölümleri   arasında   Hücre-i   Saadet, Minber,   Minber,   Mihrap,   Mahfil,   Minare,   Kütüphane,   Avlu   ve   birçok   çeşme   sayılabilir.   Vahyin   en   çok   geldiği   mekanlardan biri   olan   Mescid-i   Nebevi,   Hz.   Peygamber’in   ibadet   ve   ziyaret   maksadıyla   yolculuk   yapılmaya   değer   olduğunu   belirttiği   üç mescidden   biridir.   Mescid-i   Nebevi,   Hz.   Peygamber’den   Abbasiler’in   sonuna   kadar   Mekke   veya   Haremeyn   valisi   yahut onlar   tarafından   görevlendirilen   Medine   kadısı   veya   muhtesibleri   tarafından   yönetilmiş,   Eyyubiler   döneminden   itibaren şeyhülharem   bunlara   ilave   edilmiştir.   Osmanlı   devrinde   Mescid-i   Nebevi   ile   ilgili   işlere   vali   adına   onun   görevlendirdiği naibü’l-Harem   bakmaya   başlamıştır.   Tanzimat’ın   ardından   Mescid-i   Nebevi’nin   yönetimi   Harem-i   şerif   müdürü   vasıtasıyla yürütülmüştür.
UHUD DAÐI UHUD DAÐI MESCÝD-Ý KIBLETEYN MESCÝD-Ý KIBLETEYN HENDEK  YEDÝ MESCÝDLER HENDEK  YEDÝ MESCÝDLER MESCÝD-Ý KUBÂ MESCÝD-Ý KUBÂ CENNETÜ’L BAKÎ CENNETÜ’L BAKÎ MESCÝD-Ý ÐAMÂME (MUSALLÂ) MESCÝD-Ý ÐAMÂME (MUSALLÂ) MESCÝD-Ý EBÛ BEKÝR ES-SIDDÎK MESCÝD-Ý EBÛ BEKÝR ES-SIDDÎK MESCÝD-Ý ALÝ B. EBÛ TÂLÝB MESCÝD-Ý ALÝ B. EBÛ TÂLÝB MESCÝD-Ý ÖMER MESCÝD-Ý ÖMER MESCÝD-Ý ÝCABE MESCÝD-Ý ÝCABE MESCÝD-Ý SUGYA MESCÝD-Ý SUGYA CUMA MESCÝDÝ CUMA MESCÝDÝ MESCÝD-Ý ZÜLHULEYFE (MÎKÂT MESCÝDÝ) MESCÝD-Ý ZÜLHULEYFE (MÎKÂT MESCÝDÝ) AMBARÝYE MESCÝDÝ AMBARÝYE MESCÝDÝ MEDÝNE TREN  ÝSTASYONU MEDÝNE TREN  ÝSTASYONU
HAC   UMRE   KUDÜS  KÜLTÜR TURLARI
Copyright © www.avrasyaturizm.net   her hakkı saklıdır
MEDİNE ZİYARET YERLERİ VE MÜBAREK MEKÂNLAR
MESCİD-İ NEBEVİ                   İslam   tarihinde   bir   dönüm   noktası   olan   Resul-i   Ekrem’in   Mekke’den   Medine’ye   hicretinden   sonra   gerçekleştirilen   ilk faaliyetlerden   biri   Mescid-i   Nebevi’nin   inşasıdır.   Bizzat   Hz.   Peygamber   tarafından   yaptırılan   iki   mescidden   biri   olan   (diğeri Kubâ),   Mescid-i   Nebevi   onun   Medine’deki   bütün   faaliyetlerinin   merkezinde   yer   almış   ve   fonksiyonları   bakımından   sonraki dönemde   kurulan   camilere   örnek   teşkil   etmiştir.   İslam   alimlerinin   çoğuna   göre   Mescid-i   Nebevi   fazilet   bakımından Mescid-i   Haram’dan   sonra   gelir.   Resul-i   Ekrem,   Sehl   ve   Süheyl   adlarında   iki   yetim   çocuğa   ait   olan   bu   arsayı   mescid yapmak   üzere   sahiplerinden   10   dinar   karşılığında   satın   aldı   ve   zemin   düzenlenmesi   yapıldıktan   sonra   yaklaşık   3   arşın derinliğindeki   temeline   ilk   taşı   Hz.   Peygamber   koydu.   Bir   yılda   tamamlanan   mescid,   taş   temel   üzerine   tek   sıra   kerpiçten, bir   adam   boyu   kadar   yükseklikteki   çevre   duvarı   ile   kuşatılarak   üstü   açık   biçimde   yapıldı.   Kıblesi   bizzat   Hz.   Peygamber tarafından   Kudüs’e   yönelik   olarak   yapılan   mescid’te   daha   sonra   kıble,   hicretten   on   altı   veya   on   yedi   ay   sonra   Kudüs’ten Mekke’deki   Kabe’ye   çevrildi.   Basit   ve   sade,   ancak   son   derece   fonksiyonel   olan   Mescid-i   Nebevi   Müslümanların   sayısının artmasıyla   ihtiyaca   cevap   veremeyince   7.   yılda   (628)   yeni   ilavelerle   genişletildi.   Başlangıçta   üstü   örtülmeyen   Mescid-i Nebevi’nin    kıble    tarafında    Hz.    Peygamber’in    namaz    kıldırdığı    yere    yağmur    ve    güneşten    korunmak    için    hurma kütüğünden   altı   direk   üzerinde   bir   sundurma   yapıldı.   Hz.Ebubekir   döneminde   herhangi   bir   değişiklik   olmayan   mescid’te, Hz.   Ömer   döneminde   çevredeki   bazı   evleri   mescide   dahil   etmek   için   istimlak   etti.   Hz.   Osman   döneminde   Mescid-i Nebevi genişletilerek yeniden inşa edildi.                Velid   b.   Abdülmelik   zamanında   mescid’in   genişletme   çalışmaları   devam   etmiş,   kesme   taş   malzeme   kullanılarak mescid   üç   taraftan   büyümüştür.   Deprem   ve   yangın   gibi   afetlerden   zarar   gören   yapı   çok   kez   onarım   geçirmiş   olup Abbasiler’den   sonra   bakım   faaliyetlerini   Memlükler   üstlenmiştir.   Ardından   Osmanlı   padişahları   buraya   ayrı   bir   önem vererek   birçok   imar   çalışmalarında   bulundular.   “Kubbetü’l-hücre”   veya   “kKubbetü’n-nur”   diye   anılan   kubbenin   yerine taştan   yeni   bir   kubbe   yapıldı,   üstü   de   kurşunla   kaplanarak   yeşile   boyandı.   Günümüze   kadar   gelen   ve   Mescid-i   Nebevi’nin simgesi    olan    bu    kubbe    renginden    dolayı    “Kubbetü’l-hadrâ”    adıyla    anılmaktadır.    Osmanlılar    döneminde    Mescid-i Nebevî’de   en   büyük   imar   faaliyeti   Sultan   Abdülmecid   zamanında   gerçekleştirildi.   Mescidin   kıble   duvarında   Osmanlı çinileri   arasında,   doğu   ve   batı   duvarlarında   uzun   celi   sülüs   yazılar   yazıldı.   Suudiler   döneminde   altı   yıl   süren   genişletme sonrasında   bazı   İslam   devlet   adamlarının   da   arasında   bulunduğu   açılış   töreni   yapıldı.   Bölümleri   arasında   Hücre-i   Saadet, Minber,   Minber,   Mihrap,   Mahfil,   Minare,   Kütüphane,   Avlu   ve   birçok   çeşme   sayılabilir.   Vahyin   en   çok   geldiği   mekanlardan biri   olan   Mescid-i   Nebevi,   Hz.   Peygamber’in   ibadet   ve   ziyaret   maksadıyla   yolculuk   yapılmaya   değer   olduğunu   belirttiği   üç mescidden   biridir.   Mescid-i   Nebevi,   Hz.   Peygamber’den   Abbasiler’in   sonuna   kadar   Mekke   veya   Haremeyn   valisi   yahut onlar   tarafından   görevlendirilen   Medine   kadısı   veya   muhtesibleri   tarafından   yönetilmiş,   Eyyubiler   döneminden   itibaren şeyhülharem   bunlara   ilave   edilmiştir.   Osmanlı   devrinde   Mescid-i   Nebevi   ile   ilgili   işlere   vali   adına   onun   görevlendirdiği naibü’l-Harem   bakmaya   başlamıştır.   Tanzimat’ın   ardından   Mescid-i   Nebevi’nin   yönetimi   Harem-i   şerif   müdürü   vasıtasıyla yürütülmüştür.
UHUD DAÐI UHUD DAÐI MESCÝD-Ý KIBLETEYN MESCÝD-Ý KIBLETEYN HENDEK  YEDÝ MESCÝDLER HENDEK  YEDÝ MESCÝDLER MESCÝD-Ý KUBÂ MESCÝD-Ý KUBÂ CENNETÜ’L BAKÎ CENNETÜ’L BAKÎ MESCÝD-Ý ÐAMÂME (MUSALLÂ) MESCÝD-Ý ÐAMÂME (MUSALLÂ) MESCÝD-Ý EBÛ BEKÝR ES-SIDDÎK MESCÝD-Ý EBÛ BEKÝR ES-SIDDÎK MESCÝD-Ý ALÝ B. EBÛ TÂLÝB MESCÝD-Ý ALÝ B. EBÛ TÂLÝB MESCÝD-Ý ÖMER MESCÝD-Ý ÖMER MESCÝD-Ý ÝCABE MESCÝD-Ý ÝCABE MESCÝD-Ý SUGYA MESCÝD-Ý SUGYA CUMA MESCÝDÝ CUMA MESCÝDÝ MESCÝD-Ý ZÜLHULEYFE (MÎKÂT MESCÝDÝ) MESCÝD-Ý ZÜLHULEYFE (MÎKÂT MESCÝDÝ) AMBARÝYE MESCÝDÝ AMBARÝYE MESCÝDÝ MEDÝNE TREN  ÝSTASYONU MEDÝNE TREN  ÝSTASYONU