Hacı Bayram Mah. Hükümet Cad.
Hükümet Han No: 8 / 41 Kat : 5
Ulus - ANKARA - TURKİYE
Ofis Tel : 00 90 312 310 84 35
Ofis Faks : 00 90 312 310 84 37
M. ŞAHİN : 00 90 542 214 54 02
web : www.avrasyaturizm.net
e-mail : 06avrasyatur@gmail.com
www.avrasyaturizm.net her hakkı saklıdır
Hac Nedir ?
Hac Nedir ? Nasıl Eda Edilir ?
Hac,
zaman
olarak
Hicrî
takvime
göre
hac
ayları
denilen
Şevval
ve
Zilkade
ayları
ile
Zilhicce
ayının
ilk
on
gününde
yapılan
bir
ibadettir.
Kelime
anlamı
itibariyle
ziyaret
etmek
anlamına
gelen
‘Umre’
ise,
“Belirli
bir
zamana
bağlı
olmaksızın
ihrama
girerek
Kâ’be’yi
tavaf
etmek,
Safa
ile
Merve
arasında
sa’y
yapmak
ve
tıraş
olup
ihramdan
çıkmaktan”
ibarettir.
Hacca,
Şevval
ve
Zilkade
aylarından
itibaren
başlanabilirse
de,
ulaşım
imkanlarının
kolaylaştığı
günümüzde
hac,
genellikle
Zilhicce
ayının
ilk
on
gününde
yapılmaktadır.
Hac,
İfrad, Temettu ve Kıran haccı olmak üzere üç şekilde yapılmaktadır.
İfrad
haccı,
umresiz
yapılan
hacdır.
Aynı
yılın
hac
ayları
içinde,
hacdan
önce
umre
yapmaksızın
hac
niyetiyle
ihrama
girilir
ve
yalnızca
hac
yapılırsa
ifrad
haccı yapılmış olur.
Temettu
haccı
,
aynı
yılın
hac
ayları
içinde
önce
umre
yapıp
ihramdan
çıktıktan sonra yeniden hac için ihrama girerek yapılan hacdır.
Kıran
haccı
,
aynı
yılın
hac
ayları
içinde
umre
ve
hacca
birlikte
niyet
ederek
ikisini aynı ihramla yapmaktır.
Ülkemiz
hacılarının
çoğu
Temettu
haccını
tercih
ettikleri
için,
burada
haccın
anlatımında
Temettu
haccı
esas
alınacak,
sonra
da
Kıran
Haccı
ve
İfrad
Haccının farklarına kısaca işaret edilecektir.
A. Temettu Haccı’nın yapılışı
Hava
yoluyla
doğrudan
Mekke’ye
gidecekler,
uçağa
binmeden
önce
hava
limanında
ihrama
girerler.
Önce
Medine’ye
gidenlerin
ise,
hava
limanlarında
ihrama
girmeleri
gerekmez.
Onlar
daha
sonra
Mekke’ye
giderken
ihrama
girerler.
İhram
:
İhrama
girmeden
önce
genel
bir
vücut
temizliği
yapılır.
Tırnaklar
kesilir,
gerekiyorsa
koltuk
ve
kasık
altı
temizliği
yapılır,
saç
ve
sakal
düzeltilir
ve
mümkünse
gusledilir,
değilse
abdest
alınır.
Bu
gusül
temizlik
amacıyla
yapıldığı
için
özel
durumda
olan
bayanlar
da
guslederler.
Varsa
güzel
koku
sürülür.
Erkekler,
iç
çamaşırları
da
dahilormal
giysilerini
çıkarır,
sadece
“izar”
ve
“rida”
denilen
iki
parça
ihram
örtüsüne
bürünürler.
Bunların
beyaz
renkli
ve
yeni
olması
uygundur.
Başlarını
açık
tutarlar,
çoraplarını
ve
ayakkabılarını
çıkarırlarsa
da,
ayaklarına
terlik
ve
benzeri
şeyler
giyerler.
Bayanlar
ise
normal
kıyafetlerini
değiştirmezler.
Çorap,
ayakkabı
ve
eldiven
giyebilirler.
Yüzlerini
açık
bırakarak
başlarını
örterler.
Şayet,
mekruh
bir
vakit
değilse,
iki
rek’at
“ihram
namazı”
kılınır.
Namazın
ilk
rek’atinde,
Fatiha’dan
sonra
"Kâfirûn",
ikinci
rek’atinde
"İhlâs"
sûrelerinin
okunması
güzel
olur.
Namazdan
sonra
niyet
edilmesi
ve
Telbiyenin
söylenmesiyle
ihrama
girilmiş
olur.
Niyet
:
“Niyet”,
kişinin,
yapacağı
hacca
zihnen
karar
vermesidir.
Temettu
haccı
yapacak
kişi,
ilk
önce
umreye
niyet
eder.Niyetin
“Allahım!
senin
rızan
için
umre
yapmak
istiyorum.
Bunu
kolaylaştır
ve
kabul
eyle”
şeklinde
dil
ile
söylenmesi de güzel olur. Niyet yapıldıktan sonra
Telbiye’
yi söyler.
Telbiye
:
“Lebbeyk
Allahümme
lebbeyk,
lebbeyke
lâ
şerîke
leke
lebbeyk,
innel
hamde
ve’n-ni’mete
leke
ve’l-mülk,
lâ
şerîke
lek”
sözleridir.
Anlamı:
“Buyur
Allahım
buyur!
Emrindeyim
buyur!
Senin
hiçbir
ortağın
yoktur.
Emrindeyim
buyur!
Şüphesiz
hamd
sana
mahsustur.
Nimet
de
senin,
mülk
de
senindir.
Senin
hiçbir
ortağın
yoktur.”
Özel
hallerinde
bulunan
kadınlar,
Mekke’ye
varış
durumlarına
göre
şayet
adetleri
bitmeden
Arafat’a
çıkmak
zorunda
kalacaklarsa, ifrad haccına niyet etmelidirler.
İhram
Yasakları
:
İhrama
girildiği
andan
itibaren
ihramdan
çıkıncaya
kadar
“ihram
yasakları”
olarak
ifade
edilen
bir
dizi
fiil
ve
davranıştan
uzak
durulması
gerekmektedir.
Başkalarına
zarar
vermek,
kavga
etmek,
sövmek,
kötü
söz
ve
davranışlarda
bulunmak;
Harem
denilen
bölgenin
(Mekke
ve
çevresinin)
bitkilerini
kesmek,
koparmak;
erkeklerin
ihram
örtülerinin
dışında
elbise
giymesi,
başlarını
ve
yüzlerini
örtmeleri,
eldiven,
çorap,
ayakkabı
giymeleri;
tırnak
kesmek,
saç
sakal
tıraşı
olmak,
vücudun
herhangi
bir
yerindeki
kılları
koparmak
veya
kesmek,
saç
sakal
ve
bıyıkları
yağlamak,
boyamak,
oje
ve
ruj
kullanmak,
vücuda
veya
ihram
örtüsüne
koku
sürmek
ve
parfüm
kullanmak;
eşiyle
ilişkiye
girmek
veya
buna
yol
açacak
davranışlarda
bulunmak,
şehevi
duyguları
tahrik
edici
şeyleri
konuşmak…
Bütün
bunlar
ihramlı
için
yasaktır.
Bu
yasaklara
uymayanlara
yasağın
durumuna
göre
bir
takım
cezalar
gerekir.
Bu
cezalar,
en
hafifinden
en
ağırına
doğru
bir
miktar
sadaka
vermekten,
yapılacak
haccın
iptal
olmasına
kadar
uzanır
ki
ihtiyaç
durumunda
bu
hususlar, ilgili kitaplardan veya din görevlilerinden öğrenilmelidir.
İhramlı
iken
Yasak
Olmayan
bazı
Fiil
ve
Davranışlar
:
İhramlının
yıkanması,
kokusuz
sabun
kullanması,
diş
fırçalaması,
diş
çektirmesi,
kırılan
tırnağı
ve
zarar
veren
bir
kılı
koparması,
kan
aldırması,
iğne
yaptırması,
yara
üzerine
sargı
sardırması,
kol
saati,
yüzük
ve
bilezik
takması,
kemer
kullanması,
omuza
çanta
asması,
yüzü
ve
başı
örtmeden
üzerine
battaniye,
pike
ve
benzeri
şeyler
alması,
palto
ve
benzeri
giysileri
giymeksizin
omuza
alması yasak değildir.
Kutsal
İklime
Gir
iş
:
İhrama
giren
hacı
adayları,
Telbiye
,
Tekbir
,
Tehlil
ve
Salavat
-ı
şerife
söyleyerek
ve
samimiyetle
dua
ederek
yola
devam
ederler.
Mekke’ye
vardıklarında
kutsal
iklime
ulaştıklarından
dolayı
Yüce
Allah’a
şükrederler.
Mekke’de
otele
yerleştikten
sonra
kafilenin
programı
doğrultusunda
Telbiye
ve
Tekbir
getirerek
Harem-i
Şerif’e
giderler.
Tavafa
başlamadan
evvel
Telbiye
yi
kesip,
Tekbir
,
Tehlil
ve
duaya
devam
ederler.
Daha sonra “Umre tavafı”nı yaparlar.
Tavaf
:
Tavaf,
Hacer-i
Esved
köşesi
hizasından
başlayarak
usulüne
göre
Kabe’nin
etrafında
ibadet
kasdıyla
yapılan
yedi
dönüşten
(şavt)
oluşmaktadır.
Tavafa
başlamadan
önce
erkekler,
vücudun
üst
kısmına
örtülen
peştemalin
bir
ucunu
sağ
koltuk
altından
geçirerek
sol
omuza
atarak
sağ
kolu
omuzla
birlikte
açıkta
bırakırlar
(Iztıba).
Bu
sadece
peşinden
sa’y
yapılacak
tavaflarda
söz
konusudur.
Tavaf
bitince
omuz
kapatılır.
Temettu
haccına
niyet
eden
bir
kişi,
ilk
önce
umre
tavafı
yapar.
Bunun
için
Hacer-i
Esved
hizasına
gelmeden:
“Allahım!
Senin
rızan
için
umre
tavafı
yapmak
istiyorum.
Bunu
kolaylaştır
ve
kabul
eyle”
diye
niyet
eder.
Kabe
kişinin
sol
tarafında
kalacak
şekilde
Hacer-i
Esved’in
hizasına
doğru
gidilir,
bu
esnada
Tekbir
,
Tehlil
getirilir
ve
dua
edilir.
Hacer-i
Esved’in
hizasına
varılınca
eller,
içleri
Kabe’ye
doğru
olacak
şekilde
namaza
durur
gibi
omuz
veya
kulak
hizasına
kadar
kaldırılıp
“Bismillahi
Allahu
Ekber”
denildikten
sonra
Hacer-i
Esved
selamlanır
(istilam).
Aslında
istilam,
elleri
Hacer-i
Esved’in
üzerine
koyup
onu
öpmek
demek
ise
de,
hac
mevsiminde
bu
mümkün
olmamaktadır.
Bu
sebeple
Hacer-i
Esved’e
uzaktan
elle
işaret
edilir.
Hacer-i
Esved
istilamedilirken
durup
beklememelidir.
Çünkü
tavafın
akışı
içinde
Hacer-i
Esved’i
istilam
için
bekleyenler,
izdihama,
bu
ise
kişinin
üzerine
kul
hakkı
geçmesine
sebep
olmaktadır.
Hacer-i
Esved’i
istilam
etmek
sünnet,
başkalarına
eziyet
etmek
ise
haramdır.
Sünneti
yerine
getireceğim
diye
insanlara
eziyet
vermekten
ve
böylece
haram
işlemekten
şiddetle
sakınılmalıdır.
Tavafa
başlarken
ve
her
şavtın
başında
çeşitli
dualar
okunur.
Bu
dualar
okunmasa
da
tavaf
geçerlidir.
Ancak
tavafın
Kur’an
tilaveti,
dua
ve
zikirle
yapılması
güzel
olur.
Tavafın,
Hatim
(Kabe’nin
kuzey
tarafındaki
yarım
daire
şeklindeki
duvar)ın
dışından
yapılması
gerekir.
Tavafın
ilk
üç
şavtında
erkekler
kısa
adımlarla
koşar
gibi
çalımlı
yürür
(Remel).
Remel,
sadece
arkasından
sa’y
yapılacak
tavaflarda
yapılır.
Tavaf
esnasında
bağırarak
dua
etmek
uygun
değildir.
Bu
durum,
orada
huşu
içinde
tavaf
yapan
bazı
insanları
rahatsız
edebilir.
Önemli
olan
duanın
içtenlikle
yapılmasıdır.
Tavaf
esnasında
dua
edilir,
Tekbir
ve
Tehlil
getirilebilir.
Tövbe
ve
istiğfarda
bulunulur.
Yüce
Allah
zikredilir.
Kur’an
okunur.
Özellikle
Kur’an’dan
dua
ayetleri
okunması
güzel
olur.
“Yemen”
köşesine
gelindiğinde,
bu
köşenin
de
selamlanması
güzel
olur.
Yemen
köşesi
ile
Hacer-i
Esved
köşesi
arasında
“Rabbimiz!
Bize
dünyada
iyilik
ver.
Ahirette
de
iyilik
ver.
Bizi
cehennem
azabından
koru.
İyilerle
birlikte
cennete
koy.
Ey
mutlak
güç
sahibi!
Ey
günahları
çok
bağışlayan!
Ey
alemlerin
Rabbi!”
duası
okunur.
Böylece
Hacer-i
Esved
köşesinden
başlayan
360°
lik
ilk
dönüş,
tekrar
Hacer-i
Esved
köşesi
hizasına
varılınca
tamamlanmış
olur.
Beklemeden
tekrar
Hacer-i
Esved
selamlanarak
ikinci
şavta
devam
edilir.
Diğer
şavtlar
da
aynı
şekilde
yapılır
ve
yedinci
şavtın
sonunda
Hacer-i
Esved
tekrar
istilam
edilerek
tavaf
bitirilir.
Sonra
izdihama
neden
olmamak
kaydıyla
Makam-ı
İbrahim’in
arka
taraflarında
iki
rekat
tavaf
namazı
kılınır.
Oranın
müsait
olmaması
durumunda
tavaf
namazı
başka
uygun
bir
yerde
kılınır.
Tavaf
namazının,
kerahat
vakti
değilse
tavafın
hemen
peşinden
kılınması
daha
iyidir.
Tavaf,
kesintisiz
olarak
yapılır.
Tavaf
sırasında
farz
namaz
için
kamet
getirilmesi,
abdestin
bozulması,
ya
da
tavafı
kesmeyi
gerektiren
başka
bir
mazeretin
ortaya
çıkması
gibi
durumların
dışında
tavafa
ara
verilmemelidir.
Tavaf
namazından sonra dua edilir ve zemzem içilir.
Sa’y
:
Sa’y
yapacak
kişi,
Hacer-i
Esved’i
istilam
ederek
Safa
tepesine
yönelir.
“Allahım!
Senin
rızan
için
umre
sa’yini
yapmak
istiyorum.
Bunu
kolaylaştır
ve
kabul
eyle”
diye
niyet
ederek
Kabe’ye
döner
Tekbir
,
Tehlil
,
Salavat
okur
ve
içtenlikle
dua
eder.
Sonra
Merve
tepesine
doğru
yürüyerek
sa’yin
ilk
şavtına
Tekbir
,
Tehlil
ve
dualarla
başlar.Yeşil
ışıklı
direklerin
arasında,
erkekler
koşar
adımlarla
yürür
(Hervele).
Yeşil
direkler
arasında
her
gidiş
ve
gelişte:
“Rabbim!
Günahlarımızı
bağışla.
Bize
merhamet
et.
Bize
ikram
et.
Bizim
bildiğimiz
ve
bilmediğimiz
bütün
kusurlarımızı
biliyorsun,
bunları
affet.
Çünkü
Sen
mutlak
güç,
kerem
ve
ihsan
sahibi
olansın”
diye
dua
eder.
Merve’ye
varınca
bir
şavt
tamamlanmış
olur.
Burada
da
yine
Kabe’ye
yönelerek
Tekbir
,
Tehlil
ve
Salavat
-ı
şerife
getirir,
dua
eder.
Sonra
Merve’den
Safa’ya
doğru
yürür.
Safa’ya
varınca
ikinci
şavt
tamamlanmış
olur.
Diğer
şavtlar
da
aynı
şekilde
yapılır.
Yedinci
şavt
tamamlandıktan
sonra
Merve’de
Kabe’ye
karşı
dönerek
dua eder.
Tıraş
Olup
İhramdan
Çıkma
:
Saçlar
tıraş
edilmek
suretiyle
ihramdan
çıkılır.
Erkekler
saçlarını
dipten
tıraş
eder
veya
kısaltırlar.
Kadınlar
ise
saçlarının
ucundan
parmak
ucu
uzunluğundan
daha
az
olmayacak
miktarda
keserler.
Tıraş
olduktan
sonra
umre
ihramından
çıkılmış
olur.
İhramdan
çıkma
aşamasına
gelmedikçe
ihramlılar,
kendilerini
de
bir
başkasını
da
tıraş
edemezler.
Bu
aşamaya
gelmiş
ihramlı
kimseler
ise,
birbirlerini
tıraş
edebilirler.
Bundan
sonra
Temettu
haccı
yapanlara,
hac
için
tekrar
ihrama
girinceye
kadar
ihram
yasakları
kalkar.
Kıran
ve
ifrad
haccına
niyet
edenler
ise
ihramlı
kalmaya
devam
ederler.
Temettu
haccına
niyet
etmiş
olanlar
böylece
umrelerini
bitirip
ihramdan
çıktıktan
sonra,
hac
için
ihrama
girinceye
kadar
Mekke’de
ihramsız
olarak
kalırlar.
Hacılar
beş
vakit
namazlarını
Harem-i
Şerif’te
kılmaya
ve
fırsat
buldukça
bol
bol
nafile
tavaf
yapmaya
özen
gösterirler.
Harem-i
Şerif’te
Kur’an
okumaya
gayret
ederler.
Uzaktan
gelenler
nafile
namaz
yerine,
nafile
tavaf
yaparlar.
Zamanlarını
iyi
değerlendirirler,
Mescid’i Haram’da gereksiz sohbetlere dalmazlar.
Hac
İçin
İhrama
Giriş
ve
Arafat’a
Çıkış
:
Temettu
haccı
yapanlar
uygulamada,
hac
için
ihrama
genellikle
Zilhicce’nin
sekizinci
(Terviye)
günü
girerler.
Dolayısıyla
o
gün
geldiğinde
evlerde
ihram
için
ön
hazırlıklar
yapılır.
Kerahat
vakti
değilse,
iki
rekat
ihram
namazı
kılınır.
Sonra:
“Allahım!
Senin
rızan
için
hac
yapmak
istiyorum.
Bunu
kolaylaştır
ve
kabul
eyle”
diye
niyet
edilir.
Arkasından
Telbiye
getirilerek
hac
için
ihrama
girilir.
Böylece
tekrar
ihram
yasakları
başlamış
olur.
Hac
için
ihrama
girildikten
sonra,
nafile
bir
tavafın
ardından
haccın
sa’yi
yapılabilir.
Sonunda
sa’y
yapılacağı
için
bu
nafile
tavafta
"Iztıba"
ve
"Remel"
yapılır.
Haccın
sa’yini
bu
şekilde
önceden
yapanlar
artık
“Ziyaret
tavafı”ndan
sonra
sa’y
yapmazlar.
Fakat
sünnete
uygun
olan,
haccın
sa’yinin
Ziyaret
tavafından
sonra
ve
ihramsız
olarak
yapılmasıdır.
Bu
şekilde
ihrama
girildikten
ve
arzu
edildiği
takdirde
haccın
sa’yi
yapıldıktan
sonra
kafile
ile
birlikte
Arafat’a
hareket
edilir.
Sünnete
uygun
olan,
Zilhiccenin
sekizinci
günü
yani
Terviye
günü
sabah
namazını
Mekke-i
Mükerreme’de
kıldıktan
sonra
Mina’ya
hareket
etmek
ve
Arefe
gecesini
Mina’da
geçirmektir.
Bu
takdirde
Arafat’a
çıkmadan
önce
Mina’da
beş
vakit
namaz
kılınmış
olur.
Buna
göre
Arefe
günü
sabah
namazını
Mina’da
kıldıktan
sonra
Arafat’a
hareket
edilir.
Fakat
günümüzde
izdiham
sebebiyle
bazı
organizasyonlarda
Terviye
günü
doğrudan
Arafat’a
çıkılmakta
ve
Arefe
gecesi
Arafat’ta
geçirilmektedir.
İzdiham
sebebiyle
bu
şekilde
doğrudan
Arafat’a
çıkılmasında
bir
sakınca
yoktur.
İntikal
esnasında
Telbiye
,
Tekbir
,
Tehlil
,
Salavat
getirilir
ve
bol
bol
dua
edilir.
Bu
mübarek
günlerin
bereketinden
olabildiğince
yararlanılmaya
çalışılır.
Arafat’a
varıp
çadırlara
yerleşilir.
Hacı
adayı
bir
süre
istirahat
ettikten
sonra
bütün
varlığı
ile
Allah’a
yönelip
dua
eder;
Telbiye
,
Tekbir
ve
Tehlil
getirir.
Kur’an
okur,
namaz
kılar,
günahlarına
tövbe
ederek
göz
yaşı
döker,
zikir
ve
tesbihle
meşgul
olur.
Zeval,
yani
öğle
vaktine
kadar
böylece ibadet etmeye devam eder.
Arafat
:
Öğle
vaktine
kadar
çadırlarda
ibadetle
meşgul
olunarak
bu
mübarek
mekanın
ve
zamanın
feyzinden
ve
bereketinden
azami
derecede
istifade
etmeye
çalışan
hacı
adayı,
öğleye
doğru
namaz
için
hazırlık
yapar.
Öğle
ezanı
okunduktan
sonra
sünnet
gereği,
öğle
ve
ikindi
namazları
birleştirilerek
şöyle
kılınır
(Cem-i
takdim):
Önce
öğlenin
ilk
sünneti
kılınır.
Sonra
kamet
getirilerek
öğlenin
farzı
eda
edilir.
Selam
verildikten
sonra
teşrik
tekbiri
getirilir.
Arkasından
tekrar
kamet
getirilerek
ikindinin
farzı
kılınır.
Selamdan
sonra
teşrik
tekbiri
getirilir.
Böylece
öğle
ve
ikindi
namazı
bir
ezan
ve
iki
kametle
eda
edilmiş
olur.
Öğle
ve
ikindi
namazları
birleştirilerek
kılındığında
bu
iki
farz
namazı
arasında
başka
namaz
kılınmaz.
Bu
sebeple
öğlenin
son
sünnetiyle
ikindinin
sünneti
terk
edilir.
Namazdan
sonra
haccın
en
önemli
rüknü
olan
Arafat
Vakfesi
yapılır.
Arafat
Vakfesi,
süresi
içinde
Arafat
sınırları
içinde
ihramlı
olarak
bulunmakla
gerçekleşir.
Arafat
vakfesinin
zamanı,
Zilhiccenin
9.
günü,
yani
Arefe
günü
öğleyin
Güneş’in
tepe
noktasına
gelip
Batı’ya
meyletmeye
başladığı
andan
(Zeval
vaktinden)
bayramın
birinci
günü
fecr-i
sadık
dediğimiz
tan
yerinin
ağarmaya
başladığı
ana
kadarki
süredir.
Bu
süre
içinde
bir
an
orada
bulunan
kimse
vakfe
farzını
yerine
getirmiş
olur.
Uygulamada
genellikle
öğle
ve
ikindi
namazları
birleştirilerek
kılındıktan
sonra
vakfe
için
ayağa
kalkılarak
kıbleye
dönülür
ve
birlikte
dua
edilir.
Arafat
duasının
ayakta
yapılması
müstehaptır.
Vakfe
esnasında
Telbiye
,
Tekbir
,
Tehlil
,
Tesbih
ve
Salavat
getirilir.
Tevbe,
istiğfar
ve
dua
edilir.
Esas
olan
herkesin
içinden
geldiği
gibi
dua
etmesidir.
Ancak
uygulamada
genellikle
Arafat
duası
okunur
ve
cemaat
olarak
herkes
bu
duaya
katılır.
Bir
süre
bu
şekilde
vakfe
yapılıp
bol
bol
dua
edildikten
sonra
hacılar
Arafat’tan
ininceye
kadar
kalan
süreyi
yine
ibadet,
dua
ve
zikirle
değerlendirmeye
çalışırlar.
Güneşin
batmasıyla
birlikte
Arafat’tan
Müzdelife’ye
doğru
hareket
başlar.
Yolda
yine
Telbiye
,
Tekbir
,
Tehlil
,
Tesbih
,
Salavat
ve
duaya
devam
edilir.
Akşam
namazı,
Müzdelife’de
yatsı
vaktinde,
yatsı
namazıyla
birleştirilerek
(cem-i tehirle) kılınır.
Müzdelife
:
Yatsı
vakti
girip
ezan
okunduktan
sonra
kamet
getirilerek
ilk
önce
akşam
namazı
kılınır.
Selam
verdikten
sonra
teşrik
tekbiri
getirilir.
Sonra
ezan
okunmadan
ve
kamet
getirilmeden
yatsının
farzı
kılınır.
Selamdan
sonra
yine
teşrik
tekbiri
getirilir.
Böylece
iki
vaktin
farzı
bir
ezan
ve
bir
kametle
eda
edilmiş
olur.
Bundan
sonra
yatsının
son
sünneti
kılınabilir.
Daha
sonra
vitir
namazı
kılınır.
Sonra
vakfe
yapılacak
zamana
kadar
ihtiyaç
varsa
istirahat
edilir
veya
istiğfar
veya
ibadetle
meşgul
olunur.
Bu
arada
şeytana
atılacak
taşlar
toplanır,
temiz
değilse
yıkanır.
Taşlar
nohuttan
büyük,
fındıktan
küçük
olmalıdır.
Taşların
burada
toplanması
şart
değildir.
Başka
yerlerden
de
temin
edilebilir.
Müzdelife
vakfesi,
bayram
gecesi,
gece
yarısından
itibaren
güneşin
doğuşuna
kadarki
süre
içerisinde
yapılabilir.
Bu
süre
içinde
kısa
bir
an
bile
burada
bulunan
kimse
vakfe
görevini
yerine
getirmiş
sayılır.
Ancak
sünnete
uygun
olan,
Müzdelife
vakfesinin
şafak
söktükten
ve
sabah
namazı
kılındıktan
sonra
yapılmasıdır.
Şu
kadar
var
ki,
izdiham
olduğu
durumlarda
gece
yarısından
sonra
vakfe
yapıp
ayrılmak
mümkündür.
Arafat
vakfesinde
olduğu
gibi,
Müzdelife
vakfesinde
de
Telbiye
,
Tekbir
,
Tehlil
,
Tesbih
,
Salavat
getirilir,
istiğfar
ve
dua
edilir.
Müzdelife
vakfesinden
sonra
Mina’ya
hareket
edilir.
Yol
boyunca
Telbiye
,
Tekbir
,
Tesbih
,
Tehlil
ve
duaya
devam
edilerek
Mina’da
kalınacak
çadırlara
gelinir.
İsteyenler
burada
bir
müddet
istirahat
edip
ihtiyaç
giderir.
Daha
sonra
kafilenin
uygun
gördüğü
bir
zamanda
halk
arasında
Büyük
Şeytan
olarak
tabir
edilen
Akabe
Cemresi’ne
taş
atmak
üzere
taşlama (Cemarât) mahalline gidilir.
Cemerât’a
Taş
Atma
(Şeytan
Taşlama)
:
Kurban
Bayramı’nın
1.,
2.,
3.
ve
4.
üncü
günlerinde
Mina’da
bulunan
ve
halk
tarafından
"Büyük
Şeytan”
olarak
tabir
edilen
Akabe
Cemresi’ne,
"Orta
Şeytan”
olarak
tabir
edilen
Orta
Cemre’ye
ve
"Küçük
Şeytan”
olarak
tabir
edilen
Küçük
Cemre’ye
usûlüne
uygun
olarak
taşlar
atılmalıdır.
Bayramın
birinci
günü
Büyük
Cemre’ye
7,
ikinci,
üçüncü
ve
dördüncü
günlerinde
ise
her
üç
cemreye
7’şer
(21x3=63+7=70)
taş
atılır.
Taşlama
küçükten
büyüğe
doğru
yapılır.
Ancak,
Mina’da
kalınmadığı
takdirde
dördüncü
günü
taş
atılması
gerekmez.
Uygulamada
bayramın
dördüncü
günü
genellikle
Mina’da
kalınmamakta
ve
taş
atılmamaktadır.
(7+21x2=49)
Taşlama
şöyle
yapılır:
Taşların
atıldığı
kümeye
yaklaşarak,
atılacak
taş,
sağ
elin
baş
ve
şehadet
parmaklarının
uçlarıyla
tutulur.
“Bismillah,
Allahu
ekber
rağmen
li’ş-şeytani
ve
hizbih
(Allah’ın
adıyla...Şeytan
ve
taraftarlarına
rağmen,
Allah
büyüktür!)”
diyerek
atılır.
Taşların
her
biri
ayrı
ayrı
ve
kümelerin
üzerine
veya
kümeleri
kuşatan
havuzlara
düşecek
şekilde
atılır.
Bayramın
birinci
günü,
Büyük
cemreye
tarif
edildiği
şekilde
“7”
taş
atılır.
Taşlamaya
başlamadan
önce
Telbiye
ye
son
verilir.
Taşlama,
bayramın
ikinci
günü
tan
yeri
ağarıncaya
kadar
devam
eder.
Bayramın
ikinci
günü,
küçüğünden
başlanarak
her
üç
cemreye
7’şerden
toplam
21
taş
atılır.
İkinci
günkü
taşlama
zeval
vaktinde
yani
öğleyin
güneşin
tepe
noktasına
gelip
batıya
yönelmesiyle
birlikte
başlar,
gece
tan
yeri
ağarıncaya
kadar
devam
eder.
Bayramın
üçüncü
günü
de
ikinci
günde
olduğu
gibi
küçük
cemreden
başlamak
üzere
her
üç
cemreye
7’şerden
toplam
21
taş
atılır.
Üçüncü
günde
taşlamanın
zamanı
zeval
vaktinden
yani
öğleyin
güneşin
tepe
noktasına
gelip
batıya
yönelmesiyle
birlikte
başlar,
gece
tan
yeri
ağarıncaya
kadar
devam
eder.
Bayramın
dördüncü
günü
tan
yeri
ağarıncaya
kadar
Mina’dan
ayrılmamış
olanlar,
tan
yerinin
ağarmasından
itibaren
güneş
batıncaya
kadar
her
üç
cemreye
“7”şerden
toplam
21
taş
daha
atarlar.
Tan
yeri
ağarmadan
Mina’dan
ayrılanların
bu
günün
taşlarını
atmaları
gerekmez.
Uygulama
da
böyledir.
Taşlamalarda,
çok
kalabalık
olan
gündüzün
izdihamlı
saatleri
yerine,
tenha
olan
gece
saatleri,
ya
da
akşam
saatleri
tercih
edilmelidir.
Küçük
ve
orta
cemrelere
taş
atıldıktan
sonra,
mümkünse
bir
kenara
çekilip
dua
edilir.
Büyük
cemreye
taş
atıldıktan
sonra
beklenmez,
orası
hemen
terk
edilir.
Hacda
Cemerât’a
taş
atmanın
mazeret
sebebiyle
terk
edilmesinden
dolayı
bir
şey
gerekmez.
Hastalık,
yaşlılık
ve
sakatlık
gibi
mazeretlerle
taşları
bizzat
kendisi
atamayacak
durumda
olanlar,
vekâlet
vererek
taşları
bir
başkasına
attırabilirler.
Ayrıca
vaktinde
atılamayan
taşların,
bayramın
dördüncü
günü
güneş
batıncaya
kadar
atılması
mümkündür.
Uyarı:
Herhangi
bir
sıkıntı
yaşamamak
için
şeytan
taşlama,
mutlaka
Diyanet
İşleri
Başkanlığının
önerdiği
vakitlerde
yapmalıdır.
İzdiham
sonucunda
yaşanan
sıkıntı,
acı,
yaralanma
ve
hatta
ölüm
olaylarının
hac
ibadetinin
ruhuyla
bağdaşması
mümkün
değildir.
İbadetini
yerine
getirip
sevap
kazanmayı
uman
bazı
Müslümanların,
bir
takım
insanların
ölümüne
sebebiyet
vermesinin
dinen
asla
tasvip
edilecek
bir
durum
olmadığı
açıktır.
Bunun
temel
nedeni,
eğitimsizlik,
bilgi
eksikliği
ve
tedbirsizliktir.
Bu
tür
üzücü
olaylara
sebep
olmamak
için
Diyanet
İşleri
Başkanlığının
uyarılarının
mutlaka
dikkate alınması son derece önemlidir
Hac
Kurbanı
(Şükür
Hedyi)
:
Temettu
ve
Kıran
haccı
yapanların
kesmeleri
vacip
olan
kurbana
‘Şükür
kurbanı’
(Şükür
Hedyi)
denmektedir.
İfrat
haccı
yapanlar
bu
kurbanı
kesmekle
yükümlü
değillerdir.
Her
ne
kadar
Sünnete
uygun
olan
hac
kurbanının,
Akabe
Cemre’sine
taş
attıktan
sonra
kesilmesi
ise
de,
bunun
duruma
göre
ve
ihtiyaca
binaen
taş
atmadan
önce
de
kesilmesi
mümkündür.
Hac
kurbanı,
Harem
Bölgesi
sınırları
içerisinde,
bayramın
birinci
günü
tan
yerinin
ağarmaya
başlamasından
itibaren
kesilir.
Bir
kimse
hac
kurbanını
bizzat
kendisi
kesebileceği
gibi
vekâlet
vererek
bir
başkasına
da
kestirebilir.
Nitekim
İslâm
Kalkınma
Bankası,
bedelini
ödeyenlerin
kurbanlarını,
onlara
vekâleten
kestirmektedir.
Hac
kurbanının
etinden
sahibi
dahil
herkes
yiyebilir.
Hacılar,
Kurban
Bayramında
şartlarını
taşıyan
her
müslümanın
kesmekte
olduğu
kurbanı
(udhiyye)
kesmek
zorunda
değillerse
de
sevap
kazanmak
için
nafile
olarak
kesebilirler.
Bu
takdirde
vekâlet
vererek
memleketlerinde kestirmeleri daha uygun olur.
Tıraş
Olup
İhramdan
Çıkma
:
İhramdan
saçları
dipten
tıraş
veya
kısaltmak
suretiyle
çıkılır.
Bunun
için
zamanı
gelince
erkekler
saçlarını
dipten
tıraş
eder
veya
kısaltırlar.
Kadınlar
ise
saçlarının
ucundan
bir
miktar
keserler.
Böylece
hac
ihramından
çıkışın
birinci
aşaması
(ilk
tehallül)
gerçekleşmiş
olur
ve
eşiyle
ilişki
dışında
kalan
geçici
ihram
yasakları
kalkar.
Sünnete
uygun
olan
şekliyle
hacta
tıraş
olup
ihramdan
çıkma
zamanı,
bayramın
birinci
günü
Akabe
Cemresi’ne
taş
atılıp
kurban
kesildikten
sonradır.
Bayramın
birinci
günü,
önce
Akabe
Cemresi’ne
taş
atılır,
sonra
kurban
kesilir,
daha
sonra
da
tıraş
olup
ihramdan
çıkılır
(taş,
baş,
tıraş).
Ancak
özellikle
günümüz
şartlarında
milyonlarca
insanın
kısa
bir
sürede
Akabe
Cemresi’ne
taş
atamayacakları
ve
yüz
binlerce
kurbanın
bir
anda
kesilemeyeceği
göz
önüne
alındığında,
taş
atmadan ve kurban kesmeden ihramdan çıkılmasında bir sakınca yoktur.
Ziyaret
Tavafı
:
Haccın
ikinci
rüknü
olan
“İfada
tavafı”
ya
da
‘Ziyaret
tavafı’,
tıraş
olup
ihramdan
çıktıktan
sonra
yapılır.
Ziyaret
tavafının
vakti,
bayramın
ilk
günü
gece
yarısından
itibaren
başlar.
Uygulamada
ziyaret
tavafı,
genellikle
tıraş
olup
ihramdan
çıktıktan
sonra
yapılmaktadır.
Fakat
tıraş
olmadan,
ihramdan
çıkmadan
da
yapılabilir.
Ziyaret
tavafının,
bayramın
ilk
üç
gününde
yapılması
sünnete
uygun
ise
de,
daha
sonraki
günlerde
de
yapılabilir.
Özellikle
günümüz
şartlarında
haccın
çok
kalabalık
olması
sebebiyle
ziyaret
tavafının
daha
sonraki
günlerde
yapılmasında
bir
sakınca
yoktur.
Ziyaret
tavafının
tamamlanmasıyla
hac
ihramından
çıkışın
ikinci
aşaması
(ikinci
tehallül)
da
gerçekleşmiş
olur
ve
eşiyle
ilişki
yasağı
da
ortadan
kalkmış
olur.
Özel
hallerinde
bulunan
kadınlar,
ziyaret
tavafını
bu
halleri
sona
erinceye
kadar
ertelerler.
Hac
organizasyonlarında
bu
durumdaki
hanımların,
özel
günlerinden
sonra
tavaflarını
yapabilmeleri
için
gerekli
düzenlemeler
yapılmaktadır.
Arafat’a
çıkmadan
önce
haccın
sa’yini
yapmamış
olanlar,
ziyaret
tavafından
sonra
haccın
sa’yini
yapacaklarından
tavaf
esnasında
ıztıba
ve
remel
yaparlar.
Daha
önce
haccın
sa’yini
yapanlar
ise,
tavafta
ıztıba
ve
remel
yapmazlar.
Haccın
aslî
vaciplerinden
olan
sa’yin
yerine
getirilmesinin
ardından
hacı
artık
Mekke’de
kaldığı
süre
içinde
beş
vakit
namazı
Harem-i
Şerif’te
kılmaya
özen
gösterir.
Kalan
günlerini
olabildiğince
verimli
bir
şekilde
değerlendirmeye
çalışır.
Bunun
için
bol
bol
nafile
tavaf
yapar.
Özellikle
ifrat
haccı
yapanlar,
hactan
önce
umre
yapmadıkları için, bayramın dördüncü gününden itibaren umre yapabilirler.
Veda
Tavafı
:
Hacca
Mikat
sınırları
dışından
gelmiş
olanlar
(Âfâkiler)
Mekke’den
ayrılmadan
önce
“Veda
Tavafı”
yaparlar.
Hacıların
hacla
ilgili
olarak
yapacakları
bu
son
göreve
“Sader
Tavafı”
da
denir.
Veda
Tavafı,
“Allahım!
Senin
rızan
için
Veda
tavafı
yapmak
istiyorum.
Bunu
kolaylaştır
ve
kabul
eyle”
diye
niyet
edilerek
yapılır.
Tavafın
arkasından,
tavaf
namazı
da
kılındıktan
sonra
çokça
dua
edilir,
af
ve
mağfiret
dilenir.
Nihayet
ayrılığın
üzüntüsü
içinde
göz
yaşlarıyla
Kabe’ye
ve
Mescid’i
Haram’a
veda
edilir.
Özel
halleri
sona
ermeden
Mekke’den
ayrılmak
zorunda
kalan
hanımlar,
veda
tavafı
yapmazlar.
Ziyaret
tavafından
sonra
herhangi
bir
nafile
tavaf
yapılıp
veda
tavafı
yapılmadan
Mekke’den
ayrılma
durumunda
kalınmışsa,
yapılan
bu
nafile tavaf, veda tavafı sayılır.
B. İfrad Haccı’nın yapılışı
İfrad
haccı,
umresiz
yapılan
hacdır.
İfrad
haccı
yapacak
olan
kişi,
ihrama
girerken
“Allahım!
Senin
rızan
için
hac
yapmak
istiyorum.
Bunu
kolaylaştır
ve
kabul
eyle”
diyerek
yalnız
hacca
niyet
eder
ve
Telbiye
getirir.
Böylece
yalnız
hac
için
ihrama
girer
ve
hactan
önce
umre
yapamaz.
Bu
şekilde
artık
bayramın
birinci
günü
tıraş
oluncaya
kadar
hac
ihramıyla
kalır
ve
ihramdan
çıkmaz.
Mekke-i
Mükerreme’de
bulunduğu
günlerini
olabildiğince
güzel
bir
şekilde
değerlendirmeye
özen
gösterir,
bol
bol
tavaf
yapar.
İfrad
haccına
niyet
eden
kişinin
Mekke’ye
varınca
yapacağı
ilk
tavaf,
Kudûm
Tavafı’dır.
Bunun
için
“Allahım!
Senin
rızan
için
‘Kudûm
Tavafı’
yapmak
istiyorum.
Bunu
kolaylaştır
ve
kabul
eyle”
diye
niyet
ederek
tavaf
yapar.
Haccın
sa’yini
Kudûm
tavafının
ardından
yapabilir.
Bu
takdirde
Kudûm
tavafını
yaparken
“Iztıba”
ve
“Remel”
yapar.
Haccın
sa’yini
Kudûm
tavafının
ardından
yapmış
olanlar,
artık
Ziyaret
tavafından
sonra
sa’y
yapmazlar.
İfrad
haccı
yapanların
Hac
kurbanı
(Şükür
Hedyi)
kesmeleri
gerekmez.
Ancak
arzu
ederlerse
nafile
olarak
kesebilirler.
C. Kıran Haccı’nın Yapılışı
Kıran
haccı,
aynı
yılın
hac
aylarında
Umre
ve
Hacca
birlikte
niyet
ederek
ikisini
aynı
ihramla
yapmaktır.
Kıran
haccı
yapacak
olan
kimse,
ihrama
girerken
“Allahım!
Senin
rızan
için
umre
ve
hac
yapmak
istiyorum.
Bunları
kolaylaştır
ve
kabul
eyle”
diyerek
niyet
eder
ve
Telbiye
getirir.
İhrama
girdikten
sonra
bayramın
birinci
günü
tıraş
oluncaya
kadar
ihramdan
çıkamaz.
Kıran
haccı
yapan
kimsenin
Mekke’ye
varınca
yapacağı
ilk
tavaf
umre
tavafıdır.
Bunun
için,
“Allahım!
Senin
rızan
için
umre
tavafı
yapmak
istiyorum.
Bunu
kolaylaştır
ve
kabul
eyle.”
diye
niyet
ederek
umre
tavafını
yapar.
Bu
tavaftan
sonra
umrenin
sa’yi
yapılacağından
tavafta
“Iztıba”
ve
“Remel”
yapılır.
Tavaftan
sonra
umrenin
sa’yi
yapılır.
Sa’ydan
sonra
tıraş
olunmaz
ve
bayramın
birinci
günü
tıraş
oluncaya
kadar
ihramda
kalmaya
devam
edilir.
Kıran
haccına
niyet
eden
kimsenin,
umresini
tamamladıktan
sonra
Kudûm
tavafı
yapması
sünnettir.
Kudûm
tavafından
sonra
isterse
haccın
sa’yini
yapabilir.
Bu
takdirde
artık
Ziyaret
tavafından
sonra
sa’y
yapmaz.
Sa’yi,
Kudûm
tavafından
sonra
yapacaksa,
tavafta
ıztıba
ve
remel
yapar.
Bundan
sonra
Arafat’a
çıkıncaya
kadar
nafile
tavaf
ve
ibadetle
meşgul
olur.
Beş
vakit
namazını
Harem-i
Şerif’te
kılmaya
özen
gösterir.
Kıran
haccı
yapanlar da, hac kurbanı (şükür hedyi) keserler.
D. Hacda Kadınlarla İlgili Bazı Özel Durumlar
Hac
ve
umrenin
yerine
getirilişi
açısından
kadınlarla
erkekler
arasında
görülen farklar şunlardır:
1.
Kadınlar
için
erkeklerde
olduğu
gibi
özel
bir
ihram
kıyafeti
söz
konusu
değildir.
Kadınlar
hac
esnasında
da
elbise,
baş
örtüsü,
çorap,
ayakkabı
gibi
her zaman giydikleri kıyafetlerini giyerler. Yalnızca yüzlerini örtmezler.
2.
Telbiye,
Tekbir,
Tehlil,
Salavat
okurken
ve
dua
ederken
erkeklerin
yaptığı
gibi seslerini yükseltmezler.
3. Remel ve Hervele yapmazlar.
4.
İzdiham
olan
yerlerde
mümkün
olduğu
kadar
erkeklerin
arasına
girmemeye
özen
gösterirler.
Özellikle
namaz
kılarken,
erkek
safları
arasında
kalmayıp kadınlara ait yerlerde namaz kılarlar.
5.
Adetliyken
ihrama
giren
veya
ihrama
girdikten
sonra
adet
görmeye
başlayan
hanımlar,
tavaf
dışında,
haccın
bütün
menasikini
yerine
getirebilirler. Tavafı özel günleri geçtikten sonra yaparlar.
6.
Adetliyken
ihrama
giren
ve
ihrama
girdikten
sonra
adetleri
bitmeden
Arafat’a
çıkmak
durumunda
kalan
hanımlar,
ihrama
girerken
İfrad
haccına
niyet etmelidirler.